Ölmeyince unutulmuyor gözlerin
Her aynada gülüşlerin
Her nefeste yeminlerin...
Kolay mı unutmak
Her şeyim sen olunca....
Sensiz bu alemde tek başına yaşamak
Ölmeyince unutulmuyor gözlerin
Ölmeyince silinmiyor sevgin
Her sabah sensizliğe uyanmak
Her gece karanlığında seni aramak
Kolay mı sensiz yaşamak
Her şeyim sen olunca...
Sensiz bu hayatta nefes almak
Ölmeyince silinmiyor hasretin
Ölmeyince unutulmuyor yüreğin
Her sokakta sesini aramak
Her rüyada ismini anmak
Kolay mı sensiz nefes almak
Her şeyim sen olunca...
Sensiz her rüyadan kabusla uyanmak
Ölmeyince unutulmuyor gözlerin..
Ölü Mavi
Çıt yok,korktuğumda buydu,
Nasıl bir sessizlik bıraktın sen bana,
Hep ben susardım,sen dinlerdin,
Sessizliğimi bile severdin...
Yer yok,yüreğimin dalları tıka basa dolu,
Ne çok şey yaşamışız meğer biz seninle,
Beni kıran ne varsa,hep tamir ederdin,
sen beni hesapsız severdin...
Hayır yok,bende hiçbişey değişmedi,
Tüm ahmaklığım ve serseri hallerimle,
Yalnızlığın bu ölü maviliğinde,
Yitirdiklerimi sahiplenmekteyim...
Bir sen yoksun bu şehirde,
Birde o şevkatli hallerin,
Her hayaline uyusamda,
senizliğe uyanır düşlerim...
Şiirlere boyadım tüm sokakları,
Birtek sen görebilirdin,
Yokluğun gelip geçti üstünden,
Yitirdi rengini tüm şiirlerim...
P
Para
Kalpleri kapatıp gözleri açan,
İnsanları hayvanlığa yanaştıran,
Barışı kardeşliği unutturan,
Yıllardır alnımızdan çıkmayan kara,
Lanetler olsun sana ey para.
Bırak yakamı bırak da güleyim,
Nedir bilmiyorum senden çektiğim,
Zaten senin ağladığın hiç görmedim,
Tanrıysan eğer meydan okuyorum Tanrılara,
Ben Allah'ın kuluyum bırak yakamı para.
Ölene bile mezar seninle olurken,
Garibe değil zengine gülerken,
İnsanı fuhuşa, sekse iterken,
Neyini methedeyim ey maskara,
Beni bana bırak artık para.
Pazar Gününü Hiç Sevmem "Ilhami Vardi'ya"
Amik'ta agustos aylari cehennemdir.
Sicagin kemikleri erittigi saatte
Günesi renklerine hapsetmis arabada
ceketine sarilmis, sigara içiyor.
"Agabek" diyor;
Çako dayinin
Ahiska günlerinden kalma hüznüyle.
"Agabek;
Ben hiç sevmedim pazar gününü
Mapusane yadigaridir bana."
Ve biçkin delikanlilik günlerini,
Ve keskin devrimci yanilgilarini
Ve Mapuseneyi anlatti ilhami Usta...
Cehennem sicaginda
Üsüyen adam,
derin bir oh çekiyor
Sigaranin tadina varip.
Anlatir hüznün
ve yalnizligin
ve üsümenin öyküsünü...
Mapusanelerde pazar günü
yalnizliktir,
hüzündür,
gözyasidir.
Mapusanede en sicak günes
üsütür körpe, biçkin bedenleri.
Ve ben yillardir
sicak bölgelere hasretim.
Üsüyorum.
Sicak akdeniz koylarini düslüyorum.
Ne gelen olur pazar günleri,
ne giden olur mahkemelere,
umutlar ertelenmistir.
kimi yanik türküler okur,
Ben siire sarildim,
Ustalarin siirlerine
Yalnizlik buzdagidir bedenlerimizin,
simdi üsüyorsak,
Pazar günlerindendir "Agabek"
Pişmanlık
önce bir rüzgar hissediceksin, yavaaş yavaş üşümeye başlayaksın.
her yer soğuyacak, yaşlandığını hissedeceksin.
aynaya bir bakacaksınki, tanımyacaksın kendini.
üzüleceksin,
ağlayacaksın.
birden geçmişin gelecek aklına.
ve bir damla gözyaşı daha süzülecek güzel gözlerinden.
neleri kaçırdığını anlayacaksın.
bir şans daha isteyeceksin,
verilmeyecek.
keşke diyeceksin keşke;
"beni tekrar sevseleri tekrar peşimden koşsalar"
ama kimseyi göremeyeksin etrafında.
işte o an ben geleceğim aklına.
beni gerçekten sevmişti diyeceksin.
tabi geç olmuş olacaksın.
ben kendi yuvamda mutluyken sen gelmeyeceksin aklıma.
demişti diyeceksin;
"gidiyorum tut ellerimden, ileride pişman olma" diye.,
pişman olacaksın.
R
Rabbim Allah
İnse başıma bin yumruk
Rabbim Allah diyeceğim
Aksa kanım oluk oluk
Rabbim Allah diyeceğim
Yusuf gibi düşsem suya
Atsalar beni kuyuya
Nice şeref duya duya
Rabbim Allah diyeceğim
Elekten süzseler beni
Taş ile ezseler beni
Haykırıp gönülden yine
Rabbim Allah diyeceğim
Sürseler yaban ellere
Atsalar zindan evine
Haykırıp gönülden yine
Rabbim Allah diyeceğim
Baş koymuşum ben bu yola
Ölüm bana düğün ola
Hem başında hem sonunda
Rabbim Allah diyeceğim
Ecel gelince öleceğim
Ben kabire gireceğim
Melekler sual sorunca
Rabbim Allah diyeceğim
Razı Olsun Yaradan
Sana yanan bir yiğit vardı, kıydın canına,
Terk etmek reva mıdır dünyanın nimetine?
Ölüm konmadan sen kon yaralı kanadına,
Ezanlara dökülen melekler hürmetine.
Hülyasına daldığım kâbuslardan al beni,
Arzusuyla yandığım düşlerinde uyandır.
Bilinmez iklimlere, diyarlara sal beni,
Bir kanat çırp kalbime, melekleri utandır.
Orucusun gözlerimin kefaretsiz tuttuğu,
Bu tekne senden başka bir liman bilmeyecek.
Kurbanısın, bıçakların kesmeyi unuttuğu,
Zannetme ölüp ölüp tekrar dirilmeyecek.
Bütün geceler geçer, yüreğimden bir kervan,
Yüreğimi yastığa koyduğum taraflara.
Söyle hangi sevdada koptu bu denli tufan,
Artık kaldırıyorum vicdanımı raflara.
Bir seher vakti beni bulacaksın muzdarip,
Ama o an iş işten çoktan geçmiş olacak.
Bir sandalye üstünde, boğazımda kalın ip,
Ancak o zaman aşkın yüreğimde solacak.
Zannetmeki pişmanım yanıpta erimekten,
Bir anlık olsa bile bir gönüle girmekten.
Hep hayalde yaşardım, razı olsun yaradan,
Yaşattığın bir anlık, hakiki saadetten...
Rüya Gibiydi Seneler
Cefasına düştüm senden ayrılığın
Unutup sevdamızı terk-i diyar eyledin
Gamlı bir bestesi mi bu sonbaharın
Neden yar bir kez olsun seviyorum demedin.
Gönülden gönüle yol mu kalmadı
Sözlerin ruhumda ızdıraptı
Gözlerine bakınca gönül ağlardı
Neden yar biraz olsun sevmedin.
Gittin de efkâra doydu şehr-i istanbul
Bu ömür sana köle,aşkına kul
Dertli bir keman gibi inliyorum duy
Neden yar biraz olsun sevmedin.
Rüya gibiydi seneler,şimdi beyhude
Kalbine yer etseydim kırılırdı kadehlerim
Yıllarca senden tek bir söz bekledim de
Neden yar bir kez olsun seviyorum demedin.
S
Saatin Beşindeyim Acıların İçinde
Bu gece yine soğuk bir düşle uyandım
Hala üşüyordu parmaklarım
Bakışlarım seni aradı karanlıkta
Umut yoktu oysa bu olasılıkta
Kısık bir sevda ateşiyle sigaramı yaktım
Efkarım dağıldı odama
Duman duman oldu bakışlarım
Saatin beşindeyim acıların içinde
Özleminle dans ederken yüreğim
Acı bir sevda türküsüydü söylenen
Uzaklarda
‘Sonbaharda ‘ diyordu belli belirsiz sesiyle
Diyordu ki kavuşmak sonbaharda...
Sadece Beni Sevmeni İstiyorum
Seninle buluşmamız ne kadar zor olsa da
senden sadece beni sevmeni istiyorum
beş dakika baş başa kalmamız suç olsa da
senden sadece beni sevmeni istiyorum.
Bir gün bensiz kalsan da benimle yasamanı
aşkımın değerini sır gibi taşımanı
nemli bakışlarınla resmimi okşamanı
senden sadece beni sevmeni istiyorum
Senden tek bir dileğim var özel imtiyaz değil
kulun bir kula ibadeti farz değil
Hâşâ yaradan gibi beş vakit namaz değil
senden sadece beni sevmeni istiyorum.
Sana bugün daha fazla ihtiyacım var
Sana bugün daha fazla ihtiyacım var
Dünden ondan önceki günden de fazla
Anlamadın belki gittiğin günden beri yalnızım
Anlasana bugün sana daha fazla ihtiyacım var
Gelsen görsem tutunup dokunsam
Çözülecek belki de tüm düğüm
Nefes alamıyorum nefesine sesine ihtiyacım var
Anlasana bugün sana bir başka ihtiyacım var
Buz gibi oldu ellerim daha çok sıkılıyor yüreğim
İçimdeki çocuğun acıyor kanıyor bir yerleri
Bugün sana dünden de önceki günden de fazla ihtiyacım var
Son çırpınışlarım bunlar ya şimdi gel kurtar
Yarın bu çirkinlikler denizi zaten beni boğar
Ş
Şafağa Özlem
Ey gece!
Sana sesleniyorum!
Saklamışsın yine içine görünmezleri,
Üstüme çöken kara bulutları,korkunç düşleri.
Ey gece!
Bilmelisin ki!
Bedenimden ruhumu söküp almaya kalksan,
İçimdeki sevda özgürlüğümün,
Zerresinden ödün vermeyeceğim,bilmelisin.
Sanma ki korkutursun beni,
Çakal sesiyle.baykuş sesiyle,
Korkunç rüzgar sesiyle,
Yıldızlı semalaı örten,
Ürperten, kara bulutların ve yarasalarınla...
Ey gece!
Bilmelisin ki!
Korkunçluğun değil,
Hasret sevdasıdır yatırmayan beni.
Ey sevdam!
Unutma ki!
Kapalı iken gözlerim,
ve ölü sarhoşluğundaki bedenimle bile,
Görebiliyorum seni.
Tahammül edebiliyorsam,
Bu gecenin çılgınlığına,korkunçluğuna,
Şaşkınlığımdan değil,
Şafağa özlemimdendir,
Şafakta var olan,
Sevda çiçeğimdendir.
Şaşırtıcı Karşılaşma
"Çok eskiden yaşadım bu anı ben"
Dersiniz şaşkınlık içinde.
İlk girdiğiniz bir ev, bir merdiven,
Birden güneş vuran pencere,
Ve tam sırasında tiren düdüğü...
İşte böyle gelmişti siz dünyada
Değilken bir gün öğle üstü
Bu renklerle bu sesler bir araya.
Yaşamak anımsamak mıdır yoksa?
Sanmam, biz de bir sestik belki
Birileri içi yıllar önceki
Şaşırtıcı karşılaşmada.
Şiirler Ölmez
Neleri anlattım şu satırlarda,
Biliyorum asla şiirler ölmez.
Hepsinin mâzisi var anılarda,
İnsanlık ölse de şiirler ölmez.
Sarın benim tabutuma bu şiirimi,
Şairlerle ziyaret edin kabrimi,
Mezartaşıma yazın bu sözlerimi,
Şairler ölse de şiirler ölmez.
RAFET'in son sözlerine kulak verin,
Ben ölüyorum dizelerime devam edin,
artık son nefesim şunu iyi bilin,
Ummanlar ölse de şiirler ölmez.
T
Ta ki Aşk Oluncaya Kadar
Beyaz ötesi bir ışık var gözlerimde,
kalbimde ise tam tersi
göz gözü görmeyecek zifiri bir karanlık
ama sen yanımda olunca bil ki
aydınlanıyorum yasama hevesim artıyor adeta.
mutlu olmak , sevmek , aşık olmak
bu kelimeleri ne zamandır duymuyorum
bu kelimelere ne kadar hasretim bır bilsen.
kalbimde böyle bir şeyler olacağını bilmezdim
takı senle karsılaşıncaya kadar
takı asık oluncaya kadar
hayatta yalnızdım
belki mutluydum , belki mutsuzdum
ama şimdi biliyorum ki çok mutluyum
çünkü hayattaki tutunacağım dalımı buldum,
YANİ SENİ
Tebrik Ederim
Çocukluk aşkımdın,sevgilim benim
Bak şimdi oldun,başka bir elin
Beyazlar içinde,o sırma telin
Çıktın ya karşıma,TEBRİK EDERİM
Beyazlar içinde,çiçeklerin elinde
Elveda diyorsun,yaşlı gözlerinle
Mezarımı kazdın ya,kendi elinle
Yaşarken öldürdün ya,TEBRİK EDERİM
Son defa dönüp,baktın yüzüme
Bir başkası sarıldı,o incecik beline
Acı ile çırpınan,bu çaresiz kalbime
Son darbeyi vurdun ya,TEBRİK EDERİM
Tek Kişilik Yalnızlık
Tek kişilik yalnızlığımın içinde ben mahsur kalmışım
Kuş uçmaz, kervan geçmez bir dünyâya dalmışım
Yedi düvele, yedi iklime, her yana haber salmışım
Tek kişilik yalnızlığımın içinde ben tutuklu kalmışım
Bir yalnızlık şiiri dökülür hece hece dudaklarımdan
Sararan yapraklarım dökülür bir bir budaklarımdan
Karasular iner yılların yükünü taşıyan ayaklarımdan
Tek kişilik yalnızlığımın içinde ben tutuklu kalmışım
Yıllar sürekli birbirini kovalar kedi fare oyunu gibi
Geçen zaman deryâ olmuş hiç görünmüyor dibi
Oynuyorum bu dünyâ sahnesinde ben bir garibi
Tek kişilik yalnızlığımın içinde ben tutuklu kalmışım
U
Uçsuz Bucaksız Bir Sevgi Hikayesi
Kocaman uçsuz bucaksız bir okyanus düşün
İçinde bir sürü güzelliği barındıran
Mavinin tüm tonlarını görebilirsin, içini rahatlatan
Gece ayın ışığıyla suya vuran yakamozlar
Seni bilinmeyen diyarlara götürüverir.
Milyonlarca canlıya bir barınak olur, sığındıkları
Ilık bir meltemle mis gibi kokusu vurur yüzüne
Aldığın derin bir nefesle yaşadığını hissedersin
İşte sen böylesine derin bir okyanus gibisin, merak ettiğim...
Kocaman uçsuz bucaksız bir çölü düşün
Başı nerede sonu nerede bilemezsin, alabildiğine gidersin
Öyle bir serap görürsün ki, bir hayal alemine sürükler seni
Bir an mutlu eder, sonra şaşırtır o yeşil vaha kaybolduğunda
Altın sarısı kumların ışıltısıyla, gördüğün gerçek mi hayal miydi bilemezsin
Oysaki bir damla sudur istediğin
Güneşin sıcaklığı kavururken dudaklarını
İşte sen böyle sıcacık bir çöl gibisin, sevgini hissettiğim...
Kocaman uçsuz bucaksız gökyüzünü düşün
O simsiyah derinliğinde parıldayan yıldızlarıyla
Bir anda kayıverirken bir tanesi, içimizdeki umutlar gibi
Bütün duygusallığıyla ay görünür bulutların ardından
Bi şeyler hissettirir, umudu yaşatır, geçmişi unutturuverir
Öylesine sonsuzdur ki gecenin yüzü, içine bir dalarsan çıkamazsın küçüğüm
İşte sen böyle sonsuz bir gökyüzü gibisin, asla kaybetmek istemediğim...
Unutabilsem
gözlerini delici bakışlarını
tatlı sözlerini unutabilsem.
unutabilsem..;
ellerimi tutuşunu,beni sarışını
seni seviyorum deyişini unutabilsem.
unutabilsem..;
bir çarşamba elimde fotoğrafın
ansızın,habersiz ,kahpece
gözlerim arkanda gidişini,unutabilsem
unutabilsem;
seni gördüğüm rüyaları
yırtıp attığım
hafızamdan atamadığım resmini,
unutabilsem,mavi gözlerini
ahhh ahhh,
gidişinle yıkılışımdan
bir kurtulabilsem.
Unutamıyorum İşte
Yüreğimde yine bir yangın var ve sen yoksun
Biliyorum bitti.Artık yalnızlık var kaderimde
Sensizlikle başbaşa can çekişen karanlıklar var
Seni getirmiyor bana tek tesellim olan rüyalar.
Yoksun artık biliyorum.
Ardına bakmadan gittin unutmuyorum.
Hep bir umut bekleim günlerce
Ama ne günler geçti,ne aylar geçti yoksun.
Şimdi başka kollarda başka yüreğinsin
Başka eller var avuçlarında,belki aynı sözler dudaklarında...
Canımıniçi derdin bıkmadan usanmadan bana
Kaderimsin,bırakmam,benimsin derdin,yemin ederdik
Ayrılmak yok.Sonuna kadar beraberiz derdik.
Hala aynı yeminlermi var dudaklarında söyle
Aynı sevmelermi......
Değmezmiş unut,o unuttu,çok mutlu dediler
Unutamadım işte,kaç kere denediysem yapamadım.
Başkasını sevemedim.
Sen benim ilk aşkım,ilk heycanımsın.
Belki bir gün başkasını severim ama seni sevdiğim kadar değil.
Seni özlediğim kadar değil.
Belki alışırım ama unutamam seni.
Hep yüreğimde,gözlerimde,hayalimde,rüyalarımda olucaksın.
Dudaklarım adını söyliyemediğinde ise son nefesimde olucaksın.
Seni çok Sevmiştim Canımiçi.....
Ü
Üç Aşağı-Beş Yukarı
Geliver gayrı sevdiğim usandım
Isıtamam tek başıma döşşeği.
Sevda rüzgarları esiyor sandım
Yellenirmiş başçavuşun eşşeği.
Hayatım bitiyor daha bekarım
Bu ateşle İstanbulu yakarım
Başlık parana dört gözle bakarım
Birikmez üç yukarı,beş aşşağı.
Bağırma,
Bağırma kız,dana gibi böğürme!
Yeter,
Yeter elini elime değirme!
Gönül avutmaya sakın çağırma,
Ben miyim senin babanın uşağı ?
Üç Hayat ve Bir Kadın
Seni şiirle kısaltmak zor
Sen yaşam gibisin
Engin uçsuz bucaksız...
Kırk yıllık ömre üç ayrı hayat sığdırmışsın
Kavgalar meydanlarda korkusuzca
Gözü kara atılmışsın ön saflara
Babasının nazlı kızı
Kendini adamış bu yollara.
Sevdalar yaşamış
Büyük kavgası gibi
Bir zamanlar sevmiş bir adamı
Adam sanki masallardan çıkmış beyaz atlı prens
Mutluluk sanmış yaşadıklarını
Her şey önüne serilmiş mal, mülk, para
Rüyadan uyanmış sonra
Demiş bu bir kâbus
Bu ben değilim!
Aramaya koyulmuş kendini
Yine meydanlarda yine ön saflarda
Bu fırtınanın ortasında bulmuş onu
Gerçek aşk
Kavgası gibi büyük
Kavgası gibi yüce
Aşk engel tanımazmış
Engelleri devirmiş bir bir
Güneşe gerek yok!
Gözlerindeki ışık aydınlatır ısıtır
Olmuş dünyayı
Belki de kıskanmış doğa bu mutluluğu
Ay ve güneş sönük kalmış çünkü.
İşte bu nedendendir belki de
Baharda çiçekler açacakken
Kara kış gelmiş inadına
Kâbus gibi günler
Gözyaşları sel olmuş denizlere karışmış
Ve farkına varmış ki
Onun da bir Deniz'i varmış...
Deniz ışık ışık
Deniz dalga dalga sarmış onu
Ve Deniz'e öyle bağlanmış ki
Deniz onun büyük kavgaları
Deniz onun büyük aşkları olmuş.
Bir tarafında karanlık
Bir tarafında uçsuz bucaksız Deniz
Karanlığa bir perde çekmiş...
Ve bir gün bu perde yeniden aralanmış
Yine kâbuslar...
Bir gün aniden
Bir ışık belirmiş nur gibi
Ne olduğunu bilmeden uzanmış ona doğru
Yüreği yeniden çırpınmaya başlamış
Yaşam vermiş ona.
O bir yaşam, o bir can
O bir muratmış
Dilek ağacına bağlanan...
Üşüyorum
Soğuk iliklerime kadar işliyor
Hatta alyuvarlarıma kadar
Hasret ateşinde olmasa vallahi
Bu soğuk dondur beni
Üşüyen ellerimi hohluyorum fayda etmiyor
Sigaramın ateşinde ısınmaya çalışıyorum
Faydasız faydalar
Sonra dağlara bakıyorum
Her yer bembeyaz her yer kar
Yalnız gece karanlık gece korkunç
Karanlık saçların gibi
Yalnız dağlarla da küskünün
Saçların gibi
Dağlar bana soğuk getiriyor düşman getiriyor
Daha geçenlerde bir şarjör attım üstüne
İsmini yazdım kurşunla
Sonra dalıyorum uzaklara
Düşmanımın gözüne dağlara
Bir ses duyar gibi oluyorum
Düşüncelerim dağılıyor irkiliyorum
Bakıyorum etrafa kimseler yok
Yumruklarımı sıkıyorum hıncımdan öylesine
Üşüyen ellerimle karın üstüne ismini yazıyorum
Kararsızlığımı ortaya koyup siliyorum
Hepsini
Rüzgar ıslıklarıyla seviniyor yalnızlığıma
Uzaktan gelen köpek sesleri dağıtıyor düşüncelerimi
Sonra yine dalıyorum uzaklara inatsa inat
Aslında sen bana çok yakınsın
İşte şuradasın
Uzatsam ellerimi tutacak gibiyim
Ama açsam gözlerimi gideceksin biliyorum
Açmıyorum işte bende gözlerim
Ve birazdan güneş doğacak yalnızlığıma
Üşüyen şakaklarımın üstüne
Sanki beni utandırmak için vuracak alnıma
ve şakaklarıma
biliyorum güneşi sensiz karşılayacağım
çünkü ben sensizim ve üşüyorum.
V
Vah Irak, Ah Amerika
Sebep çığlığa
Kükrer sığlığa
Mikrop sağlığa
Yarası ırak?
Bombayı bırak!
Acıma, saldır
Ortadan kaldır
Savaş kutsaldır!?
Neresi ırak
Bombayı bırak!
Kafa tutana
Lafa tutana
Safâ atana
Çâresi ırak
Bombayı bırak!
Kiminmiş parsa?
Güç, kuvvet, forsa
Bilmeyen varsa
Orası ırak
Bombayı bırak!
Hizâya getir
Gelmezse götür
İşini bitir
Töresi ırak
Bombayı bırak!
Haddin bilmeze
Yola gelmeze
Senden olmaza
Merâsı ırak
Bombayı bırak!
Bitsin ödünün
Eşi Ladin’in
Azgın kedinin
Fâresi ırak
Bombayı bırak
Besleyip büyüt
Savaş savaş güt!
Almazsa öğüt
Sonrası ırak
Bombayı bırak!
Ders alsın azan
Kuyunu kazan
Kim oyunbozan
Püresi ırak
Bombayı bırak!
Petrol hârika
Beyinler yıka
Vah Amerika!
Yöresi ırak
Bombayı bırak!
Âlem sorumsuz
Şâki yorumsuz
Ağlar kurumsuz
Şurası ırak
Bombayı bırak!
Vatanım İçin
Bu güzel sevgi dolu vatanı
Toprağına sarılıp ne ağıtlar yakmalı
Sonuna kadar savunmalı saymalı
Bu güzel vatanı ve her karış toprağını
Ne rusya almanya çin
Hepsinin içi dolu kin
Vatana bunu yapan kim
Taksimde sallandırmalı
Her karış toprağı altın
Almayın vatan hainlerini kovalayın
Sonuna kadar bu vatan için
Son kezde olsa açmayın güzelim boğazları
Kimse kesemez türkün hızını
Teröristi eşkiyası hırsızı
Bu toprağa basan ayaklarını
Kesip köpeklere dağıtmalı
Vay Yalancı Şerefsiz Vay
Hani bana söz vermiştin
Çekip gitmek yok demiştin
Sözde beni çok sevmiştin
Vay yalancı şerefsiz vay
Ya şimdi sen ya şimdi sen
Ya nerdesin sen şimdi sen
Bu nasıl söz neydi gitmen
Vay yalancı şerefsiz vay
Biz dağları aşacaktık
Ovalarda koşacaktık
Hani çok şey yapacaktık
Vay yalancı şerefsiz vay
Daha evla yar mı buldun
Beni neden sensiz koydun
Zorun neydi neden öldün
Vay yalancı şerefsiz vay
Yokluğunla oldum soluk
Kalbim kanar oluk oluk
Hani nerde çoluk çocuk
Vay yalancı şerefsiz vay
Senin ile bende bittim
Sensiz aşka yemin ettim
Benimleydin bensiz gittin
Vay yalancı şerefsiz vay
Y
Ya Benimsin Ya Benim
Gezdirme peşinden nafile beni
Yaktırma yıktırma bana alemi
Benim kadar kimse sevemez seni
Ya benimsin,ya benimsin,ya benim
Eyvallahım olmaz bir başkasına
İstersen gel dene istersen sına
Sokmam hiç kimseyi yar dünyasına
Ya benimsin,ya benimsin,ya benim
Ne gül istiyorum ne bağ ne bahçe
Ne saray ne koltuk ne il ne ilçe
Bu sevda uğrunda ömrümde geçse
Ya benimsin,ya benimsin,ya benim
Yayılsa dünyaya kol kol tellallar
Kulaktan kulağa geçse fermanlar
Elimden alamaz gelse krallar
Ya benimsin,ya benimsin,ya benim
Bu dünya bir yana sen bir yanasın
Seninle yaşarım içimde cansın
Sen bana,bu dünya ellere kalsın
Ya benimsin,ya benimsin,ya benim
Yağmur Ağlar
Sen de;
Rüzgar olam saçlarına
Uçuşam sevdayla kıvrımlarında,
Ya da düşem,
Kahküllerinden damla damla.
Sen de;
Yürek olam göğsüne
Dağılam hayat gibi damarlarında
Varmısın,
Hain bir ateş yakalım geleceğe.
Varmısın,
Gözümde yaş olmayı haketmeye...
Varmısın,
Yağmur kadar temiz
Ve onun gibi pırıl pırıl olmaya.
Yağmur ağlamadan söyle aşkım,
Varmısın?
O zaman ,
Sen de;
Bir yalnızlığa akşamı,
Hüzneyse sabahı yakayım.
Ardından,
Varsııııınnnnn
Kim ağlarsa ağlasın...
Yalan Sözler
Seninle mutluyum diyorsun bana
Senin mutluluğun sahteymiş meğer
Seni seviyorum diyorsun bana
Söylediğin sözler yalanmış meğer
Uğruna kul köle olurum diyorsun
Yandığın ateşte yanarım diyorsun
Seninle cehenneme giderim diyorsun
Ne yazık ki aşkın yalanmış meğer
Yalan Tekerleme
Ne ben kalırım dünya durdukça
Ne de dünya gider, ben gittikte
Ne sen ağlarsın ayrılıklarda
Ne ben ağlarım, sen gittikte
Yalanlar, yalanlar, yalanlar
Kim doğru söyler, kim hakka gider
Kim yalan söyler, kim haktan gelir
Kim bilebilir kimin doğrusunu
Kim anlayabilir kimin ağrısını
Yalanlar, yalanlar, yalanlar
Sanmasın kalırlar, ben gidince kalanlar
Dağları, taşları ben yarattım sananlar
Kanmasın her yanı bal ile yağa bananlar
Çiçeği, böceği ben yetirdim sananlar
Yine baki kalır, gerçek yarenler
Gerçektir gidenler, yalandır kalanlar.