WwW.ONuRCeNGiZ UNi.CC®²°°7


http://www.nuclearcentury.com/ - Glitter Maker

Bu sayfada dakika saniye misafirim oldunuz .....

89/1 KRAL TERTİP
<%WindowTitle%>


SIK KULLANILANLARA EKLE

EkleBunu RSS Ekle Butonu EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

IP



SüperTeklif'e üye ol, sen de kazan!

Online Müzik Dinlemek İçin Tıklayınız
X Reklamı Kapat X
Alevionline Servisleri
Alevionline Video
Alevionline Haber Servisi
 

DEVAM

H

Haber Bırak Rüzgarlara

gül açarsa bahçende
erken bir sonbahar gecesi
ve apansız
Haber bırak rüzgârlara....

O an,
Yalnızlığımın ayak izleri düşer
tenha akşamların
kuytu ve kara
karanlıklarına....
Mutlaka bir şiir gelmiş olur yıldızlardan
Ve
mutlaka
oralarda bir yerlerde olurum....
Sessizliğimin tayları toynak vurur içimin ormanlarına
Konuşmak istersen, konuş;
seni duyarım
Gülmek istersen, gül;
tebessümün dokunur gözlerime
Ağlamak istersen, ağla;
göz yaşların avuçlarıma dökülür
bir ırmak olur akar göz yaşlarımız....
Görmek istersen bak,
bir kere daha bak; göreceksin,
Hüznümü şarkılarda,
Yüreğimi,
sevgimi,
Kayan bir yıldızın şavkında ara....

Bir gül açarsa bahçende
erken bir sonbahar gecesi
ve apansız
Haber bırak rüzgârlara.....





Hain Dostum

Seni seviyorum bile diyemedim ki ben
Sana bir gün doyasıya sarılamadım
Sevdim içime çektim seni taparcasına
Dertlendiğimde hep sendin yanımda
Sevindiğimde yine seni buldum karşımda
Ne sen benden,ne ben senden vazgeçebildik
Oysa bir gün bile seni seviyorum diyemedim
İçime işlemişsin sen, ciğerlerim bile sen
Her sırrıma sırdaşsın,sana anlatırım sadece
Bazen boğaza takılır ses çıkmaz ya,
İşte sende öylesin,söylüyorum ses çıkmıyor
Yada sen anlamıyorsun beni hain dostum
Oysa ben seni hiç yanımdan bile ayırmadım
Biliyorum sen beni terk etmeyeceksin
Oysa ben seni terk edeceğim hain dostum SİGARAM.





Hani Kurşun Sıksan Geçmez Geceden

Yiğit harmanları, yığınaklar,
Kurulmuş çetin dağlarında vatanların.
Dize getirilmiş haydutlar,
Hayınlar, amana gelmiş,
Yetim hakkı sorulmuş,
Hesap görülmüş.
Demdir bu...

Demdir,
Derya dibinde yangınlar,
Kan kesmiş ovalar üstünde Mayıs...
Uçmuş, bir kuştüyü hafifliğinde,
Çelik kadavrası korugan'ların.
Ölünmüş, canım,ölünmüş
Murad alınmış...

Gelgelelim,
Beter, bize kısmetmiş.
Ölüm, böyle altı okka koymaz adama,
Susmak ve beklemek, müthiş
Genciz, namlu gibi,
Ve çatal yürek,
Barışa, bayrama hasret
Uykulara, derin, kaygısız, rahat,
Otuziki dişimizle gülmeğe,
Doyasıya sevişmeğe,yemeğe...
Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,
Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret
Ve asıl biz biliriz kederi.

İçim, bir suskunsa tekin mi ola?
O Malta bıçağı,kınsız,uyanık,
Ve genç bir mısradır
Filinta endam...
Neden, neden alnındaki yıkkınlık,
Bakışlarındaki öldüren buğu?
Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri...
Nasıl da almış aklımı,
Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan,
Dost, düşman söz eder kendi kavlince,
Kınanmak, yiğit başına.
Bu, ne ayıp, ne de yasak,
Öylece bir gerçek, kendi halinde,
Belki, yaşamama sebep...

Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
Hani, kurşun sıksan geçmez geceden,
Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık...
Ve zehir - zıkkım cıgaram.
Gene bir cehennem var yastığımda,
Gel artık...






I

Isınır Bu Yürek

Lalesi yanağının geçmişe götürür beni
Gülden tatlı kokan dudağın
Ellerine yağmur değse
Şiir olur her damlası
Bana beni anlatmalı gözlerin
Gözlerinin mehtabında kaybolmalıyım
Yıldız kayar gibi bakışlarındaki ışıktan
Yüreğinden yüreğime inmeli
Kalbim kalbine yürümeli

Enkaz yığını gelgitlerin aklımda
Gül dalı omzuna konmalı kuşlar
Gelincik kadar narinken tenin
Bu masal seni anlatırken
Uykuya dalmalı hayalin
Düş ayazlarında
Yorgan olurken gecelere
Endamını düşleyerek
Isınır bu yürek

Aşka kanat çırpan kirpiklerin
Cennetin adı olur kaşlarına dokunurken
Güller bu kadar mı sana benzer sen gülerken
Buz tutan zaman dile gelir
Saçlarının perçeminde melek yüzün
Güz yaprağını andırır
Saçlarından düşen bir tel
Bir ömre bedel
Resmini çizerken rengi değişir denizin

Güzelliğine dayanamaz
Ne İstanbul ne başka şehir
Sevdan bir deniz
Ben ona dökülen bir nehir
Ayrılık kanlı bir mızrak
Sensizlik en acı zehir




Issız Sokaklar

Yağmurlu bir akşamdı yine sen geldin aklıma
Gecenin kör karanlığında caddelerde dolaşıyorum.
Etrafta kimsecikler yok
Çatının oluklarından akan yağmurun sesi,
Ne yaptığını bilmeden esen rüzgarın nefesi
Üşütüyor,ürkütüyor beni
Sığınacak bir yer arıyorum kendime
Fakat ne çare bütün köşeler tutulmuş,
Kiminde kimsesiz yuvasız çocuklar,
Kiminde sokağın esas sahipleri sokak köpekleri
Mesken tutmuş, bütün köşeleri
Onlarda benim gibi yalnız
Onlarda benim gibi çaresiz
Hepsinin gözlerinde korku,
Hepsinin gözlerinde yalnızlığın çaresizliğin izi var.
Sorsam yada usulca yaklaşsam misafir ederler mi
Bunu bilmem ama, zaten küçücük mekanlar
Belki de benimle paylaşmak istemeyecekler
İstemeden de olsa bana zarar verirler diye korkuyor
Issız sokaklarda yürümeye devam ediyorum.
İçimi ısıtmak sıcak bir ortamın özlemiyle uzaklarda yanan
Bir ateşin sıcaklığına doğru ilerliyorum.
Ateşin etrafında üç beş kişi oturmuş
Ellerinde şarap şişeleri
Boş boş ateşe bakıp bir şeyler mırıldanıyorlar
İçlerinden birisi bana şişeyi uzatıp
Bir fırt çeker misin kardeş, diye sesleniyor
Hiç tereddüt etmeden, şişeyi alıp bir yudum çekiyorum.
Bir daha dediğimde
Elimden şişenin aniden alındığını fark ediyorum.
Yok öyle buralarda paylaşım,
Buralar acımasız yaşam koşulları ile dolu bir hayat
Tadına bakmak var doymak yok diyor
Oturanlardan birisi
Olsun yinede içimde bir ısınma
Yanan ateşin sıcaklığı var, bedenimde diyor.
Onlara teşekkür edip yoluma devam ediyorum.
Bu yolun sonu yok. Onun için bu duraklardan pek çok
Senin izine bir rastlasam, bir haber alsam,
Belki yolun sonu gelecek, o zaman ayrı duraklardan değil
Yalnız senin olduğun yerden bineceğim umuda yolculuğa
Bitsin artık bu çile, bu kabus diye içimden haykırmak geliyor
Ne çare ki bu yola giren bir daha geri dönmüyor.
Bu yolun sonu var mı? Bence yok, ya sence?


İ

İçimde Bir Ben Ölüyor

Nefesim elinde bir mezru kefenimin ölçüsünü alıyor
Omuzlarımdaki tüm kuşlar güneşli yarınlara kanatlanıyor
Önümde maun tabut aczime ağlıyor.

Gitmeliyim sarı saçlı kızım çağıyor beni
Başakların arasına uzatmış küçük ellerini
Yaşıyor muyum yoksa ölüyor muyum muamma
Perdeleri kapattım gözlerim güneşe ama.

İçimde bir ben ölüyor
Çuha çiçekleri ezilmiş son deminde kan soluyor
Şiirlerim karanlıklarda yetim kalıyor.

Gitmeliyim sarı saçlı kızım çağıyor beni
Gülümsüyor babam gelecek diye sevinç alıyor gözlerini
Umutlarım bir damla gözyaşına aşina
İsmimi bile yazmayın soğuk mezar taşına.

İçimde bir ben ölüyor
Bulutlar yağmıyor sanki acılarıma ağlıyor
Gerçeğin ötesinde bir adam toprağa defnediliyor.

Gitmeliyim sarı saçlı kızım çağırıyor beni
Yirmi beş sene beklemişken bir kez göreyim gözlerini
Muradım yoktur faniliğe dair
Kalmadı acı, gözyaşı ve umut bende vesair.

İçimde bir ben ölüyor
Denizin ortasında maviler yanıyor
Ve ateşin içinde sular çağlıyor
İçimde bir ben ölüyor.






İçimdeki Nefretimdir Sana

İsyan ediyorum şimdi
Sana değil; kendime
Neden diye sorma
Sen sormadan
Ben söylerim şimdi sana
Ağlıyorum gülüm sana
Değil; sana inandığıma
İsyanım şimdi kendime değil;
Bir tek sana
Bir duam vardı dilimde sana
Şimdi dilimdeki bedduadır artık sana.



isimsiz

Günler ay, aylar yıl oldu,
Geçmek bilmez oldu zaman,
Göremedi seni,
Hissedemedim kokunu,
Hasret denen törpü
Her yokluğunda içimi
Biraz daha törpüledi
Artık pes et dercesine.

Sensiz geçmiyordu zaman
Artık hayatımda yok bir heyecan.
Güneş doğmaz oldu,
Karanfiller soldu,
Seni görmediğimden belki bu hayat durdu.

Zamansız elveda diyişinden,
Beni bu yolda yalnız bırakışından,
Hasretle bakan gözlerimi göremedin.
Ellerimden kayıp gittin,
Sen de bu hayatta kayıp giden bir yıldız oldun.



İşte Hayalimdeki Sen

Düşünüyorumda;
Seninle aynı odada solumak havayı,
ne güzel olurdu!
Aynı kasabada deniz gözlerine bakmak bir ömür boyu,
Lüle saçlarını yastık yapıp koklamak geceler boyu,
ne güzel olurdu!

Kor kırmızı geceler sonunda,
Sabahı karşılamak ten ten'e
Günü yaşamak seninle el el'e
ne güzel olurdu!

Bahar dallarından taç yapmak başına,
Sonra seyretmek seni, saatler boyu,
Çocuklarımızda cıvıl cıvıl bahçemizde
ne güzel olurdu!

Sana sarılmak,seni koklamak göğe doğru,
Hiç birşey düşünmeden umursızca paylaşmak hayatı,
Sevgimizden sığmasak kendimize,üçümüz dördümüz olsak,
AH! ne güzel olurdu..



J


Je Taime

Seni ilk gördüğüm anda vurulmuşum
neydi seni bana çeken galiba unutmuşum
belki anlamlı gözlerin ya da duruşun
herhalde aşktan sevdadan yorulmuşsun

bilmiyorum beni seviyor musun
yemin ederim aklımdan çıkmıyorsun
ne yapsam söylesem mi
sevdiğimi
Fransızca olsun itirafım
je taime iyi mi



K

K.M & O (gittiği an ) Saat…?


Burada saat yok
Burada umut yok
Burada yarınlar yok
Bekledim gelmedin
Son duygularımıda yadım orada
Şu anda içim boş günlerim sınırsız uzun
Bitecek diye bekledigim bir şey yok
Bütün güzel duygulara gün ışığında bakıyorum
Güzellikler içinde yaşıyorum
Güzellikler içinde atıyorum adımlarımı
Burada
Zamana dair
Sevgiye dair
Aşka dair
Kötülüğe dair bir düşünce yok
Sensiz burada ilk defa mutluyum
İlk defa rüyalara dalmadan yaşıyorum
Son Duygulardı
Son umutlarımı
Sana dair her şeyi orada bıraktım
Şimdi bir ilki yaşıyorum
Herzaman istediğim güvendiğim şekilde

Eğer sen beni isteseydin
İçtiğim son sigaranın dumanında beni bulabilseydin
Damarlarımda akan son damla kanımda
Aldığım son nefesimde
Eğer isteseydin o güzlekliklerin içinde
Yanımda olabilirdin
Ama senin o isteksiz güzelliklerin içinde
Bir anda boğularak can verdim
Senin bile haberin olmadan
Senin bile ummadığın yerde can verdim
Sevgimin en güzel yerinde
Senin yüreğinde öldüm
Senin yüreğinde
Seni seviyorum demen yeterliydi
Hayata dönmem için
Seni seviyorum demen yeterdi
Yeter di…






Kadehler Ölüme Sevgiler Nefrete Dönüşmeden

Ne zaman sana benzeyen birini görsem,sen zannediyorum.
Koşup bakıyorum ardından sesleniyorum,
Oysa yoksun.
Sen geliyorsun aklıma,
Düşünüp ağlamaklı oluyorum.
Sonra..
Boşver diyorum , boşver bitti.
Her güzel şey gibi,
Kısacık bir ömürdü belki bir kaç aya sığıveren.
Sen yeni bir omuz bulursun,
Başını koyup ağlayacak yalandan.
Ben kadehime gözyaşlarımı doldurup içerim,
Sevgimi meze yapıp unutana kadar seni.

Bak.
Ağlamıyorum artık,
Gülebiliyorumda sen yokken.
Nefretimi yaktım sigaramın ucunda duman,duman.
Sevgimin üstüne bir çizgi çektim,
Silmedi silgiler .Silemedim.
İzin verde bende yaşasın sevgim.
Bırak masamda karşımda otursun.
Görmesemde bir kadehi paylaşsın benle.
Hadi gülüm.Şerefe.
Bakma sarhoş olduğuma ,bu da geçer.
Kalkarız ayağa yine.
Düşsek te yıkılmayız ölesiye.
Öylesine içiyorum iş olsun diye.
Sanmaki senin için sarhoşluğum,
Sana değil gülüm unutamadığım başkası.
Unutamadığım masum ağlamalar,masum göz yaşları.
Nasıl da inanıyor insan sevince.
Uykularımı kaçırıyor karanlık gece.
Rüzgarın uğultusu korkutuyor gülüm.
Hava soğuk, sarhoşum,denizde durgun.
Aklımı kaçırıyorum sanki,birazda üşüyorum.
Ne olur.Bir el dokunsa arkamdan,
Öpse soğuk dalgalar bedenimi.
Zor da olsa üzülme gülüm,gel gör cenazemi.
Ağlama yalnızca alkışla,
Ne zaman hatırlarsan beni.

Şişeler boşaldı,film koptu,hatırlamıyorum gerisini.
Yinede üzülme gülüm zorlayıp vicdanını.
Yine bulursun bir kaç kuruş verecek birisini.
Ama .Sevgiye ihtiyaç duyarsan bir an.
Sanmaki sana,etinedir sevgisi.
Bir anlık zevkin hırıltılarıdı rsahte sevgi sözcükleri.
Sanmaki bende sevdim,
Sanmaki sevgime isyanım geceleri.
Başkası olsa yıkılırdı belki.
Yıkılmadım ulan,düşmedim,
Dim dik ayaktayım ilk günkü gibi.
Kustuğum kan değil,kızılcık şerbeti,
Sendemi zannettin seni sevdiğimi,
Geç bunları gülüm ,geç..
Sevmedim vallahi ,sevmedim billahi,
Ben ,beni sevmişim gülüm, boş ver.
Ben kimseyi sevmem kaldıki seni.

Dur biraz.Sigaramdan bir nefes,
Rakımdan bir yudum alayım.
Oh... yarasın.
Zehir olsunda aksın içime.
Kadehler ölüme ,sevgiler nefrete dönüşmeden
Yazıyorum aklıma ne gelirse.
Ben Şairim....
Şairler son yolculuğuna uğurlanır şiirle.
Sende bana bir şiir söyle hiç sevmesende.
Biraz sıkıntıya gir oku.
Eğer gelirsen kabrime.
Çiçek getirme istemem,duada etme.
Suda dökme toprağıma üzülme.
Bir damla göz yaşı ver yeter.
Bir de şiir oku ihanet üzerine.
Ben duyarım gülüm sesin titresede.

Kim demiş şairler sevmez diye,
Şairlerde sever ölümüne hemde.
Bende sevdim ulan,sevdim işte.
Delicesine.
Tanrının laneti gibi çöktü üstüme,
Sevginin gölgesi istemesemde.
Artık şiirde yazmayacağım belki.
Belki sevmeyeceğim kimseyide.
Ölümü bekleyeceğim camdan bir kutuya koyup sevgimi.
O gün geldiğinde.
Belki hiç duymayacaksın katedrallerdeki çanları.
Sabahın bilmem kaçında camilerdeki salaları.
Üsküdar eşrafından olup,
Bilmem nerde oturan,
Vefat etmiştir .Allah rahmet eyleye...
Duysanda umursamayacaksın belki.
Nereden bileceksinki.
Biten bir ömrün,
Bitmeyen bir sevginin,
Son yakarışları bu,
Sessizce...




Kendine Benim İçin Bir Gül Ver

sensizlikle flört etmeyi sen değil
sensizlik bilir
sesi ses/sensizliği sensizlik bilir

korkma, sana aşkı öğretmeyen kendinin
ellerinden tut!
çok ağrımış kendinin, siyah
ve ayaz kendinin
hep avuttuğum düşler için bana bir gül ver...


bak, palandöken dağlarında karlar erimiş
teknelerde kol kola bahar sulara inmiş
dağlar için, sular için bana bir gül ver
bir gül ver söküldüğüm günler için

- ve önce kendinin ellerinden tut! -

kendimin ellerinden tutunca
içimden nehirler gibi akmak geliyor
yollara çıkmak, yolculuklara bakmak geliyor
geberesiye içip salaş meyhanelerde
buralardan böyle ceketsiz kaçmak geliyor

tutunca kendimin ellerinden
pusulasız gemilerde yatmak
yaşlı ve şefkatli bir azizenin koynunda
sabaha dek kıpırtısız susmak geliyor

sevgilim, iyi insan, tutunca ellerimden
ömrümün içinden akmak geliyor...


sessizlik sensizliği ezbere bilir
sensizlik her şeyi bilir...



L


Lanet Olsun

Lanet olsun yaşadığım günlere
Yüzlerine bakmak zorunda olduklarıma
Çekmek zorunda olduğum acılarıma
Katlanmak zorunda olduklarıma
Lanet olsun

Lanet olsun ölüm yolculuğundan dönerken
Bir daha girdaplara girmeyeceğimi sandığım
Sezgilerime lanet olsun
Her şeyin farklı olacağına olan inancıma
Bu dünyanın her saniyesine
İnsanlarının her zerresine
Lanet olsun

Mecburiyetlerimin oluşuna lanet olsun
Beni bazı mekanlara mahkum eden
Mecburiyetlerim
Yakamı bırakın artık
Beni rahat bırakın
Lanet okumaktan bıktım




Liseli Bir Sevgilim’in Olduğu Yıllardı

Liseli bir sevgilimin olduğu yıllardı
Hava kıştı
Soğuktu
Haftanın 3 akşamı
Havanın soğuğuna
Karın yağışına aldırmadan
Yürürdük saatler boyu
Bursa sokaklarında
Önce...
El ele gezerdik
Sonra sarılırdık bir birimize
Pınarbaşındaki evlerine
Üç saatte giderdik
Dünya umurumuzda değildi
Biz sadece
Bir birimizi sevmenin
Tadını çıkarırdık
Kış akşamlarında.
Millet Hastanesinin
Hemen önündeki
Parkta
Karların üstünde
Sevişirdik saatler boyu
Havanın soğuğuna
Karın yağışına aldırmadan.

Liseli bir sevgilimin olduğu yıllardı
Bursa Ticaret Lisesinin önünün
Kaç adım olduğunu ezberlediğim
Okul parmaklıklarının
Kaç tane olduğunu bildiğim yıllardı
Biz disiplin korkusunu hiç tınmazdık
Yine okul önünde
El ele tutuşur
Öylece kaybolurduk gözden
Ayaklarımıza karasular ininceye kadar
Yürür yürürdük.
Üzerimize yağan kar
İliklerimize kadar üşütürdü bizi
Yinede pes etmezdik.
Yinede mutluyduk.
Yinede sevgi doluyduk.
Bursa'nın
Kirli havası
Sinerdi üzerimize
Bazen okulu asar
Tam gün inadımıza gezerdik
Çok inattık
Yağan yağmura inat
Yine yürürdük sokaklarda
Bursa'nın
Hiç keşfedilmemiş sokaklarını
Arşınlardık gün boyu
Bazen Mağfel'e giderdik
İçimiz ısınırdı
Bazen Bulvara takılırdık
Bütün korkulara inat
Yürürde yürürdük
Bursa'nın
Keşfedilmemiş sokaklarında.

Liseli bir sevgilimin olduğu yıllardı
Bursa'daydım
Sevgilim okulu
Ben işi asardım bazen
Bazen küsüşürdük
On dakika konuşmazdık
Sonra yine
Ya o bana
Yada ben ona sarılır
Sım sıkı sarılır
Ve... Barışırdık.
Sonra söz verirdik bir birimize
Bir daha hiç küsmemek için
Ama yine küser
Yine barışırdık.
Böyle çıkardı
Bursa Kış gecelerinin tadı.
Sonra bir gün
Bir küstük
Bir daha hiç barışmadık.
Lanet olsun...




Liselim(2)

Merhaba liselim,
Benden mektup alınca şaşırmadın umarım,
Dün arkadaşlarla görüştüm,
Önceki mektubum seni yıkmış, dediler,
Sanırım yanlış anladın,
Üzülmeni sağlamak değildi amacım,
Sadece benden sana hayır gelmez,
Benden köyi ksaba olmaz demek istemiştim,
Yoksa seni severim bilirsin,
Bana seni anlattılar,beni çok sevdiğini,
Derdimden sigaraya başlamışsın, öyle mi?
Hemde pekçok içiyormuşsun,
Geceleri gıcık tutuyormuş, sigaradan,
Kendine acı liselim,
Resmim elinden hiç düşmüyormuş,
Deli gibi olmuşsun liselim,
Ölsem, öleceğin doğru mu?
Şimdiye kadar hiç böyle sevilmedim be,
Hiç böylesine yanan olmadı bana,
Ve hiç kimse beni böylesine düşünmedi,
Korkuyorum,
Korkuyorum sana aşık olmaktan liselim,
Sadık sevgin içimdeki külleri deşti,
Kıvılcımları, karlara dönüştürdü,
Artık sevgin karşılıksız değil LİSELİM...


M

Mahcup Güzel’e


Birdenbire kendini uçsuz bucaksız
yemyeşil bir ovada buldu genç adam.
İleride görünen gemiler sanki
Birer fındık kabuğu idi
Hırçınlaşan denizde.
Havada pus var,birazda sis.
Engel değil güneşin ışıgına sisin cılız varlığı

Ufak tepeciklerden aştıkça,
Güneşin önündeki birşeyin
Daha bir parlak
daha bir yakıcı olduğunu farketti.
Bilinci değildi Onu yöneten
Kan ter içinde
Hala koşuyordu hırsla,şevk ve merakla.
Bulmalı,anlamalıydı.

Aştıkça yeşil tümsekleri,yaklaştıkça denize
Gördü ki,ruhundaki güneşi
Soluk bırakacak kadar parlak,
Mahsun mahçup güzelliginle
Onu eritecek kadar güçlüymüşsün





Mecnuna Aşk Dersi

Çok zor kazandım seni;
Göz yaşıyla, umutla, aşkla..
Yalanla dolanla değil
Seni senle kazandım!
Yıkılmış bir kentten geride kalan
Bir küldüm önceleri
Mimarı oldun yüreğimin
Tüm hücrelerime kendini işledin
Adını değil sevdanı kazıdın benliğime..
Artık sensiz olmuyor
Her zaman bir yanım eksik kalıyor yokluğunda
Sensiz bu şehrin sokakları sessizlik kokuyor
Yenik bir sultan değilim gönül tahtında
Sürekli yeni yerlerin fatihiyim
Senin gönül sarayında,

Tellallar çağırdım
Yedi cihana haber salsınlar
Tarihin en büyük sultanını dinlesinler
Bilsinler ki bu saltanat tüm cihanı sarsacak
Altına mühür diye gözyaşıyla ıslattım fermanı
Adımı yazmama gerek yok
Benim adımdan değil
Mecnuna aşk dersini
Benim vermemden tanır herkes!

Çöllerde yitilmiş aramaz be Mecnun
Aranılan kaybedilen yerde bulunur..
Şimdi herkesin dilinde senin adın
Herkes Leyla ile Mecnun hikayesini konuşuyor
Sevdanı dillere düşürmekle yanlış yaptın
Artık her aşığa “mecnun” deniliyor şimdi
Namın zamanla kirlendi senin,
Sen çöle düşmekle hata ettin..

Çöl sıcaklığındaki sevdan
Yenik düştü metro binalar arasında..
Her asra bir Mecnun bir de Leyla gerekliydi önceleri
Ama şimdi tüm aşıklar birer Leyla ve Mecnun
Çölde değil ama
Semaya uzanan gökdelenlerin gölgeleri arasında
Sevda ikliminde yalnızlık satarlar..
Gel de gör, adınız kirlendi..
Kim olduğumu merak ediyorsan eğer
Adımı yazmama gerek yok
Benim adımdan değil, sevdamdan tanır herkes
Dedim ya sen çöle düşmekle hata ettin..





Memur

Erkenden kalktı elini yüzünü yıkadı
Bir korna sesi,kulaklarında çınladı .
Öpüverdi çocuğunu ateşler içinde yanarken
Koşuverdi kahvaltı dahi edemeden .
Yol uzundu kaptı sefer tasını
Koyuverdi poşete çatalını kaşığını
Merhaba dedi arkadaşlarına sessiz sedasız oturdu arkaya
Yorgunluktan dikti gözlerini havaya.
Aklından çıkmıyordu çocuğunun sözleri
Yanıyorum baba ! yanıyorum söndür ateşimi.
Birden şimşekler çakıverdi
Uzanıverdi eli kaleme deftere.
Öylece kalıverdi , servisteydi ulaşmamıştı daha işyerine
Arkadaşlarım kaydetmiştir hadiseyi dedi o haliyle.
Uzun bir yolculuktan sonra vardılar daireye
-Havalar nasıl diyerek girdiler içeriye
Sonra baktı haritalara tek tek
-Eyvah dedi. yine çiftçilerin hasadı gidecek .
Öyle ya! tarladan kalkamayan mahsul
yine onu yakacak
peki cebinine ne akacak
Çocuğu da yanıyor ona kim bakacak?
Toparladılar işleri rasat saati gelinceye kadar,
Demlediler çayı, tüttürdüler cigarayı .
Geldiler diğer kurumdan arkadaşları
Herkes halinden memnun
Anlattılar aldıkları fonları ,payları .
Gideceklermiş tatile, sahil kentlerine..
yanacaklarmış kumlarda
Benim ne işim var oralarda
Çocuğum yanıyor ciğerim korda
Aldığı üç beş kuruş aylık yetmiyordu ona, ne de çocuğuna
Ucu ucuna geçiniyordu azıcık maaşıyla.
Alacaktılar döner sermayeden pay nöbet tazminatı
Yine verilen hiçbir söz tutulmadı.
Yavrum dedi alamadım sana bir ilaç biraz sabret
Aybaşına üç gün kaldı beni affet,
Hakkını helal et..
Ruhunu teslim ediverdi oturduğu yerde
Rabbine hesap verecekti varıp kabre
Alnı ak yüzü paktı,yoktu veremeyeceği bir hesap
Ama gel gör ki ;
Bir kefen parası bile bırakamamıştı geride
Acı haber mola vermez yollarda
Ölüm haberi dalga dalga duyuldu kullarda.
Toplandı eşi dostu ;
Onlarda da yoktu .cenazeyi kaldıracak ne para ne araba .
Çıktılar yıllardır çalıştığı kurumuna
-Almak gerek cenazeyi bir vasıta tahsis et memuruna.
Başını kaldırdı tüm heybetiyle müdür, elinde koca bir kitap
Dedi hiç olur mu böyle bir rezalet.
Hak verdi dostları olmaz böyle bir şey
Ne gerek var paraya arabaya
cenaze dediğin taşınmalıydı omuzlarda.




Merhaba! Bekliyorum! Buyurmaz mısın

Gönlünde sevgilerin coşkusu
Yüreğinde aşkımın bahar esintisi dolaşan
Merhaba canım merhaba cananım
Merhaba ey güzel sevgili,merhaba!
Seni düşünmeden geçen saat bir kenara
Aşkınla yanıp tutuşan bir meşaleyim ben
Her an aklımdasın,her yerde seni arar gözlerim
sarılmak istiyor ellerim dans kıvraklığındaki bedenine
bakmak istiyor saatlerce gözlerim,şelale gözlerine
vakum gibi çeksin beni varsın kaybolayım,engin gözlerinde..
………
mimarı sen,dekoru sen olunca konak oldu virane yüreğim
kırmızı halılarla döşendi yollar,güller serpiştirildi dört yana
kapılar sonuna kadar açık vuslatı bekler gönlüm,aşkına yanık
gelmez buyurmaz mısın?ateş topu aşkımı söndürmez misin?
Diz çöktüm yoluna gönlümde açan bahar çiçeği
Yanıyor bağrım olmaz mısın tatlı-tatlı esen bir esinti, rüzgar gülü
Lamba yok,fener yok yollarda, yıldızlar da yok ki semada
Karanlıkta yürüyemem ben, sensiz yolun sonunu göremem ki ben
Işığım olmaz mısın? Ay’ım olmaz mısın?
Yönümü çizen pusulam olmaz mısın?
Görmez misin?kor ateş oldu yanar-yanar yüreğim
Zalim olamazsın?zulüm edemezsin?
Çarelerim sensin! Umudum sen! İşte.. tek sen!





N




Namaz Borcu Kırk Türlüdür

Ey ağalar, ey bacılar,
Biz namazı kıldık şükür
Namaz borcu kırk türlüdür
Öz namazı kıldık şükür

Bahardık yazlara erdik,
Oğullar kızlara erdik,
Ağardık bozlara erdik,
Güz namazı kıldık şükür

Yürüdük derin sularda
İzimiz yitirdik karda
Sibirya’da Taygalar’da
Buz namazı kıldık şükür

Bölüştürdük hak yemedik
Sofra açtık, tek yemedik
Tıkabasa çok yemedik
Az namazı kıldık şükür

Yoktu gönlümüzde güman
Yemenlerde içtik çemen
Gurbetlerde olduk duman
Toz namazı kıldık şükür

Sözleri söyledik tartıp,
İrkilip, biriktik artıp
Sınırlarda nice tertip
Göz namazı kıldık şükür.

Aşk doluysa sefer tası
Yıldız kaynar matarası
Arpacıkla göz arası
Gez namazı kıldık şükür

Bozduk yanlış işlerini,
Kırdık azı dişlerini,
Zalimlerin başlarını
Ez namazı kıldık şükür!

Aşkı yabana atmadık
Sevgiye yalan katmadık
Gülümsedik, kaş çatmadık
Yüz namazı kıldık şükür

Gönül geniş dünya dardı,
Hayat bir gül, aşk nektardı,
Bize düşen bir miktardı,
Haz namazı kıldık şükür

Aralandırdık telleri,
Duyduk İslam bülbülleri,
Andık kınalı elleri
Saz namazı kıldık şükür

Üç yüz yıldır oyalandık,
Yeşil, kızıl boyalandık,
Su uyudu biz uyandık,
Hız namazı kıldık şükür

İlmi çözdük hece hece
Emek verdik gündüz gece
Menzilleri aştık nice
Giz namazı kıldık şükür

Yüz vermedik aracıya
Alçalmadık şıh hocaya
Allah’e tek yargıcıya
Diz namazı kıldık şükür

Aklın açtıkça gülleri,
Misilsiz ziynet halleri
Filizlendirdik dalları
Cüz namazı kıldık şükür.

Hak yolunda sökün olduk
Tonyukuk’la akın olduk
Birer Yulluk Tekin olduk
“Biz” namazı kıldık şükür

Girdik Yunus’un yoluna
Yandık herkesin haline
Çıktık ermişlik dalına
Koz namazı kıldık şükür

Bulamadık biz bir Tapduk
Nice türlü yola saptık
Seyfi kalem feyzi tattık
Söz namazı kıldık şükür

Sığamadık heybetine,
Aldanmadık şöhretine
Kandık ecel şerbetine,
Sız namazı kıldık şükür


Ne Diye Varsın

Ne açlığın ne tokluğun
Ne azlığın ne çokluğun
Belli değil varın yoğun
Ne diye varsın, sen nasıl yarsın?
Hiçlikten başka neye yararsın?

Ne sevmekten anlıyorsun
Ne sevene can diyorsun
Sıkıştın mı gidiyorsun
Sen nasıl yarsın, ne diye varsın?
Kaçmaktan başka neye yararsın?

Ne karanlık ne ışıksın
Ne dağınık ne de şıksın
Ağlatmaya alışıksın
Sen nasıl yarsın, ne diye varsın?
Üzmekten başka neye yararsın?

Ne derdime derman oldun
Ne sevindin ne kahroldun
Yüreğime vurdun durdun
Sen nasıl yarsın, ne diye varsın?
Vurmaktan başka neye yararsın?

Ne beyazsın ne karasın
Ne beynimde fırtınasın
Yapan değil hep kıransın
Ne diye varsın, sen nasıl yarsın?
Kırmaktan başka neye yararsın?




Ne Diyorsun Yar

Ne diyorsun bu akşam karşıma geçerek yar?
Güller açmış yanağın, bal akar yaprağından
Nefesin üzerimde baharın kokusu var
Nasıl dayanır kalbim, durmaz mı heyecandan?
Ne diyorsun bu akşam karşıma geçerek yar?

Nefesin üzerimde baharın kokusu var
Dans ediyor biri vals diğeri baş çalgısı
Keman telinden üzgün kalbin titreyişi var
Kıskanır gökyüzünde güneşin el aynası
Ne diyorsun bu akşam karşıma geçerek yar?

Kıskanır gökyüzünde güneşin el aynası
Yanında yıldızların hayran bakışları var
Etrafta han duvarları dudağımda busesi
Kahrolur,mahvolurum söylemese bana yar
Ne diyorsun bu akşam karşıma geçerek yar?




O


O Adamın Hikâyesi


Hani bir adam vardı,
Görürdün bazen köşe başında.
O adam artık yok.
Sessizliğe bulaştı, yalnızlığa karıştı.

Hani bir adam vardı.
Sevmeye cesaret edemediğin.
Gözlerini ıslatan, ellerini titreten.
Bir gün konuşmadığın,
Tek söz söylemediğin.
Seni bekleyen bir adam vardı.
O adam artık yok.
Parça parça dağıldı, yaprak gibi sarardı.

Hala bakışların o adamın aklında.
Seveceksen hiç durma.
Bir söz durdurmaya yeter zamanı.
Ve o adam sıyrılır meçhullerden.
Şimşek çakar gecelerine.
Doğar en karanlık sabahlarına.

Karanlık, her taraf karanlık.
O adam mahkûm karanlıklara.
Bir güneş ki yakıcı, kalp yakıcı.
Değmez mi karanlıkları aşmaya?
Sen susarsan, gözler kaçarsa,
Hangi alev yeter bu ateşi yakmaya?
Ümitsizlik zirvede, yelken açmış yıkıcı.
Bu son umut, gayret et kalkmaya.

Hani bir adam vardı.
Yolculuğa çıktı bir gece vakti.
Sorgusuz, sualsiz, herkesten habersiz.
Gerekliydi, ölüm gerekliydi.
Söylenecek onca söz için,
Sana söylemen için,
Ölümü bıraktı…



DEVAMI DİGER SAYFADA



Copyright 2007 Webmaster By:ONuR CSS Banner Üreteci ile Yapıldı
Webmasterim.Com

::::::ONLİNE HABER::::::::
 




Tüm Hakları BiRi-BiZi-DuRDuRSuN' a Aittir
Copyright ©2000 - 2007, BiRi-BiZi-DuRDuRSuN Ltd.
TR Çeviri : www.fm_onur.tr.cx




Design ßy ONuR
Çarşamba | 25 Temmuz , 2007 | 8:44:34 PM
eXTReMe Tracker

hitalver Mp334.com Türkiye'nin Mp3 Siteleri Turk1000.Com Arama motorlarına kayıt, sunucu barındırma, hosting,
co-location, webhosting otel emlak inşaat tekstil Zirve100 UzmanWeb.Net Toplist Linkcenneti.com Linkinizi Ekleyin TR'li Siteler HiTbuL Link Merkesi mirc, toplist PageRank Site Ekle tophit100.info img49/6874/button4gp4.png Image Hosted by ImageShack.us eXTReMe Tracker Güzel sözler Link Değişimi Site Ekle


Döviz Kuru
Image Hosted by ImageShack.us
biri-bizi-durdursun.tr.gg SoRuNLaRıNıZ için turgi_onur@hotmail.com adresine mail atınız...! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol